Kozmetik, giyim-kuşam denemelerine biraz ara verip midesel denemelerden bahsetmek istiyorum bugün.
Ben 1996 dan beridir İzmir'de yaşıyorum yaşamadan önce çok farkında değilmişim ama aslında hep bir İzmir'liymişim meğer, ruhum İzmir'liymiş. Soğuğu hiç sevmem, deniz delisi bir insanım, ot çöp yemeyi çok severim bunların hepsi de İzmir'de bol bol var. İlk üniversiteyi kazandığımda beni yolda gören liseden arkadaşlarım nereyi kazandın diye sordular İzmir dedim tam sana göre bir şehir demişlerdi o zaman anlamamıştım ama demek ki onlar beni benden daha iyi tahlil etmişler diyorum şimdi. İzmir'e gelmeden önce şu anda hiç bir anlam veremediğim bir şekilde roka sevmezdim hatta nefret ederdim. Eskiden öyle her şey her yerde olmazdı "transportation" zafiyetinden midir nedir böyle egede yetişen ot çöp biraz da nazik ürünlerse gelemezdi iç taraflara zaten zorlu kış yollarını donmadan aşıp gelebilse satış anında donarak can verirdi herhalde zavallı otçuklar. Şimdi nasıl çözdüler bunu bilemiyorum kesin GDO dan ya da hormonlardan olsa gerek artık rokasından enginarına her şey teee Kars'a kadar gidiyor. Ben Kars'ta değildim canım Çorum'daydım. Biz hiç roka yemezdik yazın tatillerde Kuşadası'na geldiğimizde de restoranlarda falan özellikle salataya roka koymayın derdik. Manyaklığın dik alası :) Bir de zeytinyağı sevmezdim bizim oralarda hep ayçiçek yağı kullanılır salatalarda bile ya da o zamanlar öyleydi şimdilerde değişmiş olabilir. Restoranlarda masada zeytinyağı olmazdı. Yine yazın ege taraflarına yola düşünce özellikle ayçiçek yağı koydururduk salatalara. Duble manyaklık üstü geri zekalılık :) sonra ben üniversiteyi kazandım İzmir'de yurda yerleştim daha okulun ilk haftası arkadaşlarla bir kebapçıya gidip lahmacun istedik çok doğal olarak koca bir tabak roka ile geldi dakika bir ben o rokanın tadına bayıldım kendime inanamadım; bir bunca yıl nasıl oldu da sevmedim, iki bunca yıldan sonra nasıl oldu da iki dakikada aşık oldum bu lezzete diye. Zeytinyağı da aynı şekilde bir anda sevmeye başladım öyle ki en kokulusu en aromalısı hangisiyse onu arar oldum. Demek ki İzmir'in havasını teneffüs etmem gerekiyormuş silkelenip kendime gelmem için.
Artık ne zaman yolumuz ege köylerine kasabalarına düşse hemen değişik otlar ve bol aromalı zeytin yağları arayıp alıyoruz. Dünyanın en muhteşem lezzeti içine mis kokulu kekikler konmuş zeytinyağına bandırılmış ekmek diye düşünüyorum. Size güzel bir tarif bir balık restoranında masaya ilk gelen kızarmış ekmeğin üstüne önce limon sıkıyorsunuz sonra zeytinyağı döküyorsunuz üstüne de karabiber ekiyorsunuz nam nam nammm bundan daha güzel bir iştah açıcı bilmiyorum ben mutlaka deneyin.
Her neyse geçen gün işteyken babam telefon açtı gazetede Seferihisar ile ilgili bir yazı görmüş internette Seferihisar'a ait ürünler satılıyormuş bunlardan biri de Orhanlı Köyü Taşbaskı zeytinyağıymış. Küçük bir şişe sipariş edip deneyelim beğenirsek devamını alırız dedi.
Hemen siteye girdim www.seferipazar.com bir sürü ürünün satıldığı bir site. Köy pazarı ürünleri, kadın emeği ürünleri, kooperatif ürünleri. Hepsini inceledim aslında almak istediğim bir sürü ürün vardı ama öncelikle nasıl gelir kargolama şekli nasıldır bilemediğim için sadece zeytinyağını almaya karar verdim. 500ml taşbaskı zeytinyağını sepete attım. Siparişi verdikten bir gün sonra kargom kapıdaydı.
Akşam eve gidip açtım içinden sadece bir şişe zeytin yağı çıkacağını umarken bir sürü şirin sürprizle gelmişti.
İlk gözüme çarpan mis kokulu mandalinalar oldu, eskiye özlemimi depreştiren minicik bir kese kağıdının içindeki muhtemelen kadın emeği ürünlerinden olan bir alışveriş filesi ve örgü mandalina magneti, Seferihisar'a ait broşürler, gazete ve gayet güzel paketlenmiş olarak zeytinyağı.
Gelen bütün sürprizleri tek tek inceledim broşürleri okudum çok güzel emek harcanmış hepsine.
Zeytinyağının şişesini çok beğendim. Hemen o güzel rengini ve kokusunu görmek için tabağa boşalttım ve bandırdım ekmeğimi hımmmm bence çok güzeldi gayet yerinde bir aroması var öyle süper bir zeytinyağı gurmesi falan değilim ama çok beğendim.
Özel üretim bir ürün olduğu için fiyatı biraz pahalı 500 ml 13TL. Ama bence bu fiyat şöyle güzel bir hafta sonu kahvaltısında ekmeği bana bana yapılacak keyif için çok değil. Zaten bu yağ da öyle yemeğe koy salataya koy şeklinde harcanmamalı olabildiğince saf halde yani direkt damağa değerek tüketilmeli. Ayhh acıktım galiba akşam saatlerinde yiyecek yazısı yazılmayacak diye not alıyorum kendime :)
Sitede bu ürünle ilgili açıklama şöyle merak edenlere;
Orhanlı Taşbaskı Zeytinyağı
Zeytinyağı üretiminde yüzlerce yıl geriye gittik. En üst lezzete ulaşabilmek, sağlığınızı korumak ve zeytinliklerimizi yaşatabilmek için.
Zeytinyağımızı sadece Seferihisar Orhanlı Köyü’nde yetişen zeytinlerden
geleneksel yöntemlerle üretiyoruz. Tek tek elle toplanan zeytinlerimiz,
zeytinin insan avucuna düştüğü ilk tarihten beri kullanılan fakat
günümüzde yok olmaya yüz tutmuş taş baskı yöntemiyle eziliyor.
geleneksel yöntemlerle üretiyoruz. Tek tek elle toplanan zeytinlerimiz,
zeytinin insan avucuna düştüğü ilk tarihten beri kullanılan fakat
günümüzde yok olmaya yüz tutmuş taş baskı yöntemiyle eziliyor.
Sağlıklı ve lezzetli bir zeytinyağı elde etmek ancak düşük sıcaklıkta doğal
baskı ile mümkün. Zeytinyağını bu şekilde üretebileceğimiz en eski ve
sağlıklı sistem ise taşbaskı. Orhanlı Köyü, tüm zorluklara rağmen yüzlerce
yıllık bu sistemi yaşatabilmiş çok az sayıdaki Ege yerleşiminden biri.
baskı ile mümkün. Zeytinyağını bu şekilde üretebileceğimiz en eski ve
sağlıklı sistem ise taşbaskı. Orhanlı Köyü, tüm zorluklara rağmen yüzlerce
yıllık bu sistemi yaşatabilmiş çok az sayıdaki Ege yerleşiminden biri.
Taşbaskı esnasında zeytin yaklaşık 30 dakika süreyle eziliyor ve içerisinde
bulunan yakıcı tatların bu işlem sırasında uzaklaşması sağlanıyor. Bu
nedenle taşbaskı zeytinyağı son derece farklı bir aroma ve eşsiz bir lezzete
sahip.
bulunan yakıcı tatların bu işlem sırasında uzaklaşması sağlanıyor. Bu
nedenle taşbaskı zeytinyağı son derece farklı bir aroma ve eşsiz bir lezzete
sahip.
Modern zeytinyağı makineleri zeytinyağını kapalı ve sıcak bir ortamda
elde ederek lezzet ve vitamin kaybına neden oluyor. Taşbaskıda düşük
sıcaklıktaki suyun kullanılması sebebiyle mineral ve vitamin kaybı en az
seviyede kalıyor. Öte yandan, zeytinin doğal taşlar kullanılarak ezilmesi
yağa metalik tatlar geçmesini engelliyor. Bu nedenle taşbaskı olabilecek
en sağlıklı yağlardan biri.
elde ederek lezzet ve vitamin kaybına neden oluyor. Taşbaskıda düşük
sıcaklıktaki suyun kullanılması sebebiyle mineral ve vitamin kaybı en az
seviyede kalıyor. Öte yandan, zeytinin doğal taşlar kullanılarak ezilmesi
yağa metalik tatlar geçmesini engelliyor. Bu nedenle taşbaskı olabilecek
en sağlıklı yağlardan biri.
Orhanlı Taşbaskı Zeytinyağı’nın Özellikleri
* Zeytinyağının rengi nispeten açıktır. Bu sizi yanıltmasın. Çünkü taşbaskıda elde edilen en lezzetli yağlar genel kanının aksine açık renktedir.
* Yağ, zeytinin içindeki tüm doğal vitamin ve mineralleri barındırdığı için son derece sağlıklı ve anti-kanserojendir.
* Yağ, güzel bir koku ve yüksek aromaya sahiptir.
* Taşbaskı zeytinyağının lezzeti tıpkı iyi şaraplarda olduğu gibi durdukça artar.
* Yağ hiçbir metale temas etmeden üretildiği için metalik tatlar ve metal kalıntıları içermez.
* Yağdan elde edilen gelir doğrudan zeytin üreticilerine kalmakta ve köyün kültürünü, doğasını ve asırlık zeytinliklerini yaşatmak için kullanılmaktadır.
Orhanlı Taş Bakı Zeytinyağı, Orhanlı Köyü Alınteri Zeytinyağı Fabrikası’nda üretilerek Seferipazar için özel olarak şişelenmektedir. Elde edilen gelir Orhanlı
Köyü’nün kültürünü, doğasını ve asırlık zeytinlerini yaşatmak için kullanılmaktadır.
Köyü’nün kültürünü, doğasını ve asırlık zeytinlerini yaşatmak için kullanılmaktadır.
Yüzlerce yıllık taş değirmenimizin arasından süzülen zeytin yağı zerreciklerini sizin için bir araya getirdik. Afiyet olsun!
Seferihisar'ın güzel ürünlerinden güvenle alışveriş yapılacağını öğrenmiş bulunuyorum. Sizlere de tavsiye ediyorum.
Enjoy!
Deniizzz hediyemm geldiii :) tekrar teşekkürler.
YanıtlaSilhttp://cinaragacinda.blogspot.com/2012/11/hediyem-geelllldiiii.html
böylee duyurmak istedim..
sevgiler