Bir şehri en güzel yaşayanlar turistlerdir bence. Derdi tasası koşturması çalışanına, öğrencisineyse, huzuru eğlencesi keşfi turistinedir. İnsan kendi yaşadığı şehirde bile bir mola verip turist olmalı bazen gerçekten güzelliklerini keşfedebilmek için.
Başka bir ülkeden ya da bir şehirden gelen misafirlerinizi gezdirirken anlarsınız rutin telaşlar içinde göremediğiniz ne kadar çok güzellikleri olduğunu yaşadığınız şehrin.
Ocak başında yaptığımız İstanbul gezisinde şöyle bir etraftaki insanlara baktığımda yine dedim İstanbul'a gezmek için gelmek en güzeli.
Biz Karaköy'de martıların ne kadar kocaman olduğu ile ilgili saçma sapan muhabbetler ederken yanımızdan vapura yetişmek için buz gibi havada nefes nefese koşturarak geçen insanlar vardı.
Biz ağzımız açık kafamızı dikip Galata Kulesinin neresinden fotoğraf çekince daha güzel çıkar diye aylak aylak dolanırken evine yetişmek için kafasını kabanının içine sokuşturmuş etrafındaki hiç bir şeyin farkında olmadan geçip giden yorgun insanlar vardı.
Biz kaç çeşit sıcak şarap deneyebiliriz acaba diye hesap yaparken saat kaçta işten çıkarsa ve hangi yolu tercih ederse kaç dakikada evine varacağı kaç dakika trafikte tıkalı kalacağının hesabını yapan insanlar vardı.
Biz üzerimize düşen koca kar tanelerinin hepsi birbirinden farklı şekillerini büyük bir heyecanla izlerken kar yağdığı için aksayan işlerinden dolayı mutsuz insanlar vardı.
Kısaca yolda iki çeşit insan vardı mutlu turistler ve mutsuz yerliler.
İstanbul'u çok fazla bilmediğimiz için ve otel alternatifi de çok fazla olduğu için nasıl ve nereden otel bulacağımız en çok kafamızı yoran konu oldu. Tatil sitelerinden, fırsat sitelerinden bakmaya başladık. Ne çok ucuz ne çok pahalı olmasını istiyorduk aynı zamanda modern ve mümkünse güzel bir SPA merkezi olan bir otel arıyorduk. Soğuk bir kış mevsiminde sıcacık Türk hamamı kadar güzel bir şey düşünemiyorum ben şahsen. İnternette gezerken karşıma Gezi Hotel Bosphorus çıktı. Sitesinden gördüğüm ve TripAdvisor gibi sitelerdeki yorumlara göre oldukça güzel bir otel izlenimi verdi. Herkes yerinin güzelliğinden bahsediyordu. Şansımızı bu otelde denemeye karar verdik. Havaalanından Havataş'a binerek Taksime geldik oradan bir taksiye binip otele gitmeyi planlıyorduk etrafımıza taksi aramak için bakarken tam karşımızda oteli görünce inanamadık gerçekten otelin yeri herkesin dediği kadar güzelmiş Taksim'in tam göbeğinde!
Girişi lobisi öyle büyük ve ihtişamlı olmasa da oldukça modern görünüyordu. İçeri girdiğinizde ilk fark ettiğiniz şey burnunuza gelen inanılmaz güzel bir koku neydi nereden geliyordu bilmiyorum ama bütün oteli sarmış çok güzel bir koku vardı. Resepsiyondaki görevliler oldukça ilgili ve nazikti. Gerekli işlemlerden sonra hemen odamıza çıktık. 7. kattaki odanın manzarası muhteşemdi. Boğaz ve boğaz köprüsü bütün güzelliğiyle yerlere kadar cam olan duvar sayesinde odayı doldurmuştu.
Oda gayet modern eşyalarla dekore edilmişti. Benim için bir odanın en önemli iki özelliği mini barın zengin olması ve banyosunun en son moda ile dizayn edilmiş olması. Bu otelde her ikisi de tam benim isteklerime cevap veriyordu.
Banyonun tamamı mermer kaplıydı.
Banyodaki kozmetik ürünleri Molton Brown markalıydı ve ben şimdiye kadar hiçbir otelde bu kadar güzel ürünler kullanmamıştım hep kendi malzemelerimi kullanırken ilk defa burada sadece otelin malzemelerini kullandım.
Duş bölmesinden odaya açılan jaluziler sayesinde boğaz manzarasına karşı banyo yapılabiliyor olması ayrıca güzeldi.
Klozetin yavaş kapanan ve ses çıkarmayan kapağı muhteşemdi kesinlikle evdeki bütün klozet kapaklarını değiştiriyorum.
Gelelim otelin diğer benim için önemli kısmına en sevdiğim şey otel kahvaltısıdır kendimi kaybederim. Bu otel de bana bu fırsatı tanıdığı için çok mutluyum :) Restoran ve kahvaltı tek kelimeyle muhteşemdi. Restoranın dekorasyonu da yine her yeri gibi çok güzeldi. Yiyecek çeşitliliği ve lezzetler ise bence 10 numaraydı. Akşam yemeklerini denemedik belki başka sefere.
Son olarak da kısaca SPA merkezinden bahsetmek istiyorum yanımda telefon fotoğraf makinası gibi teknolojik şeyler olmadan tamamen huzur bulmak için gittiğim SPA nın ne yazık ki fotoğraflarını çekemedim. Yine de çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim ben çok SPA gördüm içlerinde ilk sırayı aldı diyebilirim. Çok büyük ve kalabalık bir otel olmamasının verdiği sakinlik ve dinginlik de işin içine girince tam 3 saat sadece bize ait bir SPA merkezi havasındaydı buhardan saunaya ordan tekrar buhara oradan hamama oradan oraya derken kendimizi dinlenme odasında pelte kıvamına gelmiş vaziyette bulduk. Muhteşem bir çay ikramıyla da keyfimize keyif kattılar.
Otelle ilgili Ekşi sözlükte de bir yorum varmış şimdi gördüm aynen katılıyorum ben mi yazdım nedir buradan bakabilirsiniz :)
Biz oteli tatil.com sitesinden ayarlamıştık.
Giden ya da gidecek olanların bana görüşlerini yazmalarını çok isterim.
Enjoy!
canım istanbul çektiii:) hem de bunun gibi manzaralı bir otelde kalarak:)
YanıtlaSilgezi.com sitesini nasıl buluyorsunuzki?
YanıtlaSilsorunuzu anlayamadım :)
Silotel şikayetleri bu sitedemi yapıyoruz ? Otelsikayetleri.net ??
YanıtlaSilisminden öyle anlaşılıyor hiç ihtiyaç duymadım umarım duymam :)
Sil